''Z Kuşağını Anlamaya Odaklanmalıyız'' İstanbul Ticaret Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr.Rüstem Aşkın, Konuğumuz Oldu!

''Z Kuşağını Anlamaya Odaklanmalıyız'' İstanbul Ticaret Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr.Rüstem Aşkın, Konuğumuz Oldu!

İstanbul Ticaret Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Rüstem Aşkın, Dr. Öğr. Üyesi Gözde Sunal’ın Z Kuşağı hakkındaki sorularını yanıtladı.

Son zamanlarda sıkça konuşulan X, Y, Z kuşakları ve kuşak kavramı hakkındaki soruyu yanıtlayan Prof. Aşkın, ‘’20.yüzyılın başlarında doğanlar genelde sessiz kuşaklar, sert yönetimler altında bulunmuş; büyük savaşlar görmüş, ‘‘Silent Generation/Sessiz Nesil’’ olarak da denilen sessiz bir kuşak. 2.Dünya Savaşı sonrası kuşak ise ‘‘Baby Boomer’’ olarak ifade edilen, savaş sonrası nesil, bu nesil de ciddiyetleri ile tanınıyorlar. 1960-1980 arası kuşak ise X kuşağı olarak tanınıyor. 68 Kuşağı kavramıyla daha politik bir söylem de vardır. 1980-1995 arasındaki kuşak ise Y kuşağı veya milenyum kuşağı olarak ifade edilmektedir. 1995 sonrasından 2010’lara kadar doğanlara da Z kuşağı ismi veriliyor. Net sınırları olmayan genel ifade edilen kuşaklar bunlar aslında’’ şeklinde tanımladı.

İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde Z kuşağı hakkında yapılan araştırmadan söz eden Prof. Aşkın, ‘‘Z kuşağı hakkında önceki kuşaklar ‘tembel, başına buyruk’ gibi çeşitli önyargılar geliştirmektedir. Oysa Z kuşağı dediğimiz kuşak, dijitalleşmenin ortasına doğmuş, daha zeki ve özgür ruhlu, yardımsever, özverili, dünyadaki sorunlara karşı hassas, ilgili bireylerden oluşmaktadır’’ şeklinde konuştu. 1000 kişilik katılımcı grubu üzerinden yapılan değerlendirmeyle hazırlanan ‘’Z Kuşağını Tanımak Değerler, Tercihler Görüşler" konu başlıklı rapora dair konuşan Prof. Aşkın, ‘‘İstanbul’da Kadıköy’den Bağcılar’a farklı sosyo-ekonomik statüde yer alan gençleri çalışmaya dahil ederek, kapsamlı bir analiz yapmaya gayret ettik’’ ifadelerini kullandı.Z kuşağının cep telefonsuz bir dünya görmediğini ve bu sebeple dijital yerliler olduklarını ifade eden Prof. Aşkın, ‘‘Olağan dışı veri ve bilgi akışına maruz kalan bir kuşak olduğu için, dikkat dağınıklıkları yüksek bir kuşaktan söz ediyoruz’’ şeklinde konuştu.

''İnternet Bağımlılığı Kavramı Bulanıklaşıyor''

Z kuşağının yoğun bir internet kullanıcısı olduğunu ifade eden Prof. Aşkın, ‘‘Oyun ve internet bağımlılığı artıyor. Bağımlılık dediğimiz alan da belirsizleşiyor; çünkü saatlerce internete erişen çocuklar bütün bu süre boyunca oyun oynamıyor, derslerini de online olarak yapabiliyorlar. Bu sebeple internet bağımlılığı kavramını yeniden düşünmek gerekiyor’’ şeklinde konuştu. Gelecekte Z kuşağının ağırlıklı olarak internet tabanlı çalışan, internete erişebildiği her yeri ofis olarak değerlendiren bir kuşak olacağını ifade eden Prof. Aşkın, ‘‘İstanbul gibi barınma sorununun olduğu bir kentte bu gençlerimiz evlerinde, online bir şekilde eğitim almayı ve online çalışmayı daha çok seviyor. Pandemi döneminde alıştığımız bu online alışkanlıklar, giderek yerini sağlamlaştırmaya devam edecek. Online terapi, online alışveriş gibi artık hayatın her alanına giren bu kavramları, Z kuşağı çok benimsemiş görünüyor’’ ifadelerini kullandı.

''Gençlere Yurtdışında Yaşama İsteklerini Sorduk''

Araştırmanın sonuçlarını değerlendiren Prof. Aşkın, ‘‘Yapılan araştırmaya katılan gençlerin %32’si Türkiye’deki iş ortamının kendileri için uygun olmadığını düşünerek özellikle Avrupa ülkelerine gitmek istiyorlar. Türkiye’nin imkanları ile yetişmiş, mezun olmuş bu gençleri, Avrupa ülkeleri de bir fırsat olarak görüyor ve davet ediyor. Aslında bakıldığında yurtdışında verilen maaşlar o ülkenin hayat şartlarına göre ortalama maaşlar. Ancak gençlerimiz, bunu TL karşılığı olarak değerlendirdikleri için yüksek görüyorlar ve bence yanılgıya düşüyorlar. Çalışmaya katılan gençlerin %32’si de Avrupa ülkelerine gidip iş öğrenip, deneyim kazanıp ülkemize geri dönmek istediklerini söylüyor. %10’luk bir dilimde yer alan gençler ise ‘Avrupa’ya gitmek istediğini ve kesinlikle ülkeye geri dönmek istemediğini ifade ederken, çalışmaya katılan yaklaşık %26 genç ise Avrupa ülkeleri dahil hiçbir ülkeye gitmek istemediğini, ne olursa olsun ülkemizde bir kariyer planladığını ifade ediyor. Bu da bütün gençlerin yurtdışına gitmek istedikleri iddiasını doğrulamıyor’’ şeklinde konuştu. 

Z Kuşağının En Temel Sorunu: Kuşak Çatışması

Z Kuşağındaki gençlerin özellikle anne babaları ile olan iletişimlerinde yaşadıkları zorluklara değinen Prof. Aşkın, ‘‘Gençlerin dilini anlayamadığımız için, bizim kuşak onları eleştiriyorlar ancak onları anlamaya gayret etmemiz gerekiyor. Avrupa ile kıyaslandığında Türkiye’de en güçlü kurum Aile. Aile kurumu olmasa gerçekten darmadağın olabilirdik. Ailelerinin yanlarında kalmalarında çocuklar için avantajlar var ancak dezavantajlar da var. Aile yanında kalan çocukların hayata adapte olması ve olgunlaşması daha geç yaşta ve daha zor oluyor. Bu sebeple çocuklara erken yaşlarda sorumluluk kazandırılması gerekiyor.’’ ifadelerini kullandı.

Haber: İsmail Mücahit Aydemir

×