‘‘Türkiye'de Enerji Alanında Müthiş Fırsatlar Var’’ Enerji Verimliliği Uzmanı Altuğ Karataş Geniş Açı’da Konuğumuz Oldu.

‘‘Türkiye'de Enerji Alanında Müthiş Fırsatlar Var’’ Enerji Verimliliği Uzmanı Altuğ Karataş Geniş Açı’da Konuğumuz Oldu.

Enerji Verimliliği Uzmanı Altuğ Karataş, Geniş Açı'da İsmail Mücahit Aydemir'in sorularını yanıtladı. Türkiye'nin enerjide büyük fırsatlara sahip olan bir ülke olduğunu söyleyen Karataş; Türkiye'nin son yıllarda yaptığı enerji çalışmalarının stratejik önemini değerlendirdi. Su, rüzgar, bor, doğalgaz ve nükleer enerji konularında Türkiye'nin potansiyelini ve atılımlarını değerlendiren Karataş, özellikle enerji verimliliği konusunda bilinçlendirme ve eğitim çalışmalarının arttırılması gerektiğini vurguladı. Enerji verimliliğinin insanların konforlarından taviz vermeden ve sanayideki ürünlerin kalitelerini düşürmeden enerjiden tasarruf yapma şansı sunduğunu ifade eden Karataş, küresel iklim krizi ve küresel ısınma önlemleri bağlamında alınabilecek önlemleri de sıraladı.

‘’Türkiye’nin Enerji Anlamında Fırsatları ve İmkânları Geniş’’

Dünyanın farklı ülkelerinde eğitim ve iş amaçlı bulunduğunu ve bunun insanın ufkunu genişleten bir durum olduğunu ifade eden Karataş, ‘‘Dünyanın en gelişmiş ülkesi de olsa, ben fırsatların en fazla olduğunu düşündüğüm ülkelerden birinin Türkiye olduğunu düşünüyorum’’ ifadelerini kullandı. Yenilenebilir enerji, enerjiye ham madde, teknoloji, yazılım üretmekle ilgili fırsatlar var. Türkiye’nin sadece rüzgârdan deniz üstünde ve karadaki tüm rüzgâr potansiyelini devreye alsa mevcudun çok daha üstüne çıkabilecek. Yani Türkiye yenilenebilir yeşil dönüşümde de teknoloji açısından da enerji konusunda muazzam bir potansiyeli olan bir ülke’’ şeklinde konuştu. 

Enerji Verimliliği ve Enerji Tasarrufu Nedir?

Enerji verimliliğinin enerji tasarrufundan farklı olarak, daha kapsamlı bir ifade olduğunu söyleyen Karataş, ‘‘Enerji verimliliği mevcut ihtiyaçları kısmadan, konfor şartlarını değiştirmeden daha az enerji harcamak anlamına gelir. Yani her enerji verimliliği aslında tasarruf içerir. Ama her tasarruf verimlilik içermez. İnsanların yaşamındaki konforu, üretilen üründeki kaliteyi düşürmeden daha az enerji üretmek verimliliktir’’ şeklinde konuştu. 

‘‘Dünya Su Günü: Su Hayattır’’

Türkiye’de 20-25 yıl önce İstanbul’da su kesintilerinin olduğunu, Kadıköy sokaklarında su tankerlerini gördüklerini ifade eden Karataş, ‘‘Yapılan yatırımlarla birlikte İstanbul’un su sorunu çözülmüştü ama son dönemlerdeki iklim değişikliği ne yazık ki tekrardan yaz aylarında tankerleri görmemize sebep olabilir. Kış geçti, kar görmedik. İklim gerçekten değişiyor, yapılması gereken mevcut kaynakların verimli ve tasarruflu kullanılması gerekiyor. Mesela toplu yaşam alanlarında okullarda vs. muslukların ucuna perlatör takılması lazım. Perlatör saatte 14-15 litre fark ettiriyor. Aynı şekilde tasarruflu duş başlıkları… Saatte 150 litre su harcarken, bu duş başlıkları sayesinde bu harcama 75 litreye düşüyor. Aynı şekilde tarımda salma sulamadan damlama sulamaya geçilmeli.  Önce evlerimizden başlamamız gerekiyor sonra fabrikalardan tarlalara kadar su verimliliği konusunda çalışmamız ve bilinçli olmamız gerekiyor’’ ifadelerini kullandı. 

Türkiye’nin Doğalgaz Arama Çalışmaları 

Karataş, doğalgazın son yılların öne çıkan enerjisi olduğunu, Türkiye’nin doğalgaz ihtiyacının %98’ini ithal ettiğini ve bu durumun çeşitli sorunları beraberinde getirdiğini söyledi. Rusya-Ukrayna Savaşı sonrasında doğalgaz fiyatlarının 14 kat artış gösterdiğini ifade eden Karataş, ‘‘Türkiye 5-6 yıl önce milli enerji ve maden politikası açıkladı. Dedi ki kendi topraklarım ve kara sularım içinde kendi enerjimi kendi gemilerimle arayacağım. Bir baktık yabancıların defalarca arama yaptığı noktalarda kendi doğalgazımızı bulmaya başladık. Şu anda Fatih, Kanuni, Yavuz ve Abdülhamit Han ile dünyanın en gelişmiş doğalgaz arama gemilerine sahibiz ve filo olarak dünyanın ilk 5 ülkesinden biriyiz. İki tane de sismik gemimiz var Barbaros Hayreddin Paşa ve Oruç Reis. Bu arada Abdülhamit Han gemimiz Doğu Akdeniz’de görev yapıyor. Bu gemilerimizde 20-25 kişi çalışırken, şu anda Sakarya Gaz Sahasında 2000 mühendis çalışıyor. Büyük bir kısmı Türk mühendisi’’ dedi.

‘‘Bizim Gemilerimiz Bugün Libya ve Cezayir’de Doğalgaz Arıyor’’

Karataş, ‘‘Bugün Libya, Cezayir gibi ülkelerin kara sularında Türkiye’nin gelişmiş arama gemileri ve mühendisleri ile bu arama izinleri Türkiye’ye verildi. Bu bizim için ve geleceğimiz için büyük bir fırsat. Şu anda Türkiye, kendi sınırları dahilinde bulduğu rezervlerle evlerimizde kullandığımız gazı teminat altına aldı. Yani Rusya gazı keserse diye bir derdimiz kalmayacak. Ancak bunlarla bitmiyor, Karadeniz’de yeni rezervler bulunabilir. Ayrıca Doğu Akdeniz’in stratejik önemi var. Orası da bizim mavi vatanımız. Orada bulunan diğer ülkelere ait olan gazın da Avrupa’ya nakli bizim üzerimizden olacaktır bu bağlamda da yakın zamanda masaya oturulacağını düşünüyorum. Burada en önemli konu, irade ortaya konulmasıydı. Bu irade ile umarım geleceğimiz gençleri daha fazla refah bulur ve Türkiye’nin dışa bağımlılığı son bulur’’ şeklinde konuştu.

‘‘Çevre Şehircilik Bakanlığına ‘İklim Değişikliği’ Eklenmesi: Yeşil Dönüşüm Anlamında Çok Önemli Bir Değişim’’

‘‘Türkiye, Avrupa’nın getirdiği Yeşil Mutabakat’a uyarak, yeşil dönüşüme uyum sağlıyor. Çünkü ülkemiz ihracatının yarısını Avrupa’ya yapıyor. Bu sebeple Avrupa ile bu yeşil dönüşüm çalışmalarına başladı. Bu çalışmalar hem Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği hem Sanayi hem de Enerji bakanlıklarını ilgilendiriyor. Çünkü bu verimlilik kapsamlı değişim süreci günlük yaşamımızdan sanayiye, şehircilikten enerji verimliliğine varıncaya dek çok kapsamlı bir yeşil bir dönüşümü gerektiriyor. Bu bağlamda iklim değişikliği kanunuyla birlikte birçok şeyin çerçevesi değişmiş olacak. Ve tahmin ediyorum ki Türkiye, 2030’a kadar bu alandaki mevzuatı yenilemiş olacak’’  

‘‘Sıfır Atık Projesi’’

‘‘Büyüklerimizden, dedelerimizden öğrendiğimiz bir hakikat var: kullanabiliyorsan çöpe atma, milli servettir. Atalarımızın yaptıklarına baktığımız zaman son 20-30 yılda kapitalizmin de etkisiyle inanılmaz bir tüketim toplumu haline geldik. Evlerimizdeki atıkları ayrıştırarak cam, plastik, kâğıt atıkları ayrı değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum. Ben her Pazar bu tür atıkları geri dönüşüme veriyorum. Bu bağlamda bilincin toplumda arttırılması lazım. İlkokullarda enerji verimliliği, tasarruf ve israf ile ilgili bir zorunlu ders gerekiyor. Hatta ortaokul lise ve üniversitelerde de bu kültürün oluşması için eğitimin güncellenmesi lazım büyük bir fırsat olarak görüyorum bu bağlamda eğitimi’’ dedi.  

‘‘İlk Defa Bir STK, İklim Manifestosu Açıkladı’’ 

Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Çevre ve Enerji Sektör Kurulu Başkanı olan Karataş, MÜSİAD Çalışmalarını şu şekilde anlattı: ‘‘Vizyoner 21’de 4 ana başlık yaptık. Bir tanesi iklimi fark et idi. İklim manifestosu açıkladık. Bu bağlamda yeşil enerjiye geçiş, sanayi politikalarının bu anlamda ne şekilde dönüşmesi gerektiği, bireysel kullanıcıların sıfır atık projesi ile neler yapması gerektiği konularına odaklandık. Yakında iklim göçleri başlayacak, kıyı şehirlerinde sular altında kalan ve göç etmek zorunda kalan şehirler var. Buzulların erimesi ile iklim göçleri artacak, bunun üzerine politikalar geliştirilmesi gerekiyor. Ayrıca geçen yıl Enerji stratejimizi açıkladık ve Türkiye’nin hangi adımları atması gerektiğini söyledik. Nükleer enerjide 2050 itibariyle %20’ye ulaşmamız gerektiğini söyledik. Kıymetli madenlere vurgu yaptık, batarya teknolojisine vurgu yaptık. Birçok konuyu ele aldık ve bu alanda sorumluluğumuzu hissederek kamuoyuna da beyanımızı ifade ettik’’ 

‘‘Akkuyu Nükleer Santrali’’

‘‘Akkuyu Nükleer Santrali şu anda 2023 yılı içinde bizim elektrik tüketimimizin %10’una tekabül ediyor. Yeterli mi? değil. Sayıları artması gerekiyor. Neden, karbon salınımı en düşük yakıt nükleer. Güvenlik endişeleri var, bunlar çift güvenlikli sistemlerdir. Güvenlik tartışmaları ayrı bir konu fakat eğer siz karbon salınımını düşürmek ve iklim değişikliğini kontrol altına almak ve küresel ısınmayı azaltmak istiyorsanız, Avrupa’ya dönelim: nükleer santralleri ve doğalgazı 2035’e kadar geçiş dönemi yeşil yakıta saydılar. Ayrıca enerjide arz güvenliği bağlamında stratejik önemi de var. Türkiye’nin 2050’de enerjisinin %20’sini nükleerden karşılaması gerekiyor. Kesintisiz enerji üretimi açısından nükleer enerjinin alternatifi yok, 7/24 kesintisiz elektrik verir’’ şeklinde konuştu. 

‘‘Rüzgâr Enerjisinde Sıfırdan Yüzde 12’ye’’

‘‘Şu anda ürettiğimiz kurulu gücümüzün %12’si rüzgârdan. Şu anda yeni depolamalı elektrik üretim santralleri izni çıktı, lisanssız hem de bunu yapabiliyorsunuz. Burada devlet özel sektörü de teşvik ediyor. Sıfırdan bu noktalara gelindi son yıllarda. Bu çok önemli gelişmeler’’ 

‘‘İlk Bor Karbür Tesisi Açıldı’’

Türkiye’nin bor enerjisini işleme, üretme ve satma konusunda büyük yatırımlar yaptığını ve yılda 30 milyon dolar gelir elde edebilecek potansiyele sahip olduğunu ifade eden Karataş, ‘‘Türkiye bordan çok fazla ürün elde edebilir. Borda yapılan her çalışma çok kıymetlidir. Şu anda 1000 ton bor karbür üreten ilk tesis Balıkesir’de açıldı, ikinci tesisin Kütahya Emet’te açılması planlanıyor. O tesisimiz açıldığında dünyada toplam üretilen Borun yarısını Türkiye olarak üretmiş olacağız. Emet, bor madeni açısından dünyada stratejik bir merkez olacak’’ şeklinde konuştu. 

‘‘Son Yıllarda Gençlerde Enerji Bilinci Arttı’’

Karataş, ‘‘Enerji verimliliği konusunda son on yılda çok iyi bir farkındalık oluştu. Yeni firmalar, yeni teknolojiler, yeni yazılımlar gelişecek. Ancak enerji verimliliği konusunda insana ihtiyaç var. Bu sebeple üniversiteli gençlere mutlaka bu alana yönelmeleri gerektiğini öneriyorum. Türkiye’deki enerjinin bulunma anlamında da teknoloji anlamında da geleceği parlak. Ben mutlaka gençlerimizin bu alanda ihtisas yapmalarını ve Türkiye’nin ihtiyacı olan bu alanda yer almaları gerektiğini öneriyorum’’ şeklinde sözlerini tamamladı. 

×