‘‘Türk Sineması Kendi Seyircisi ile Kendine Özgü Bir Bağ Kurmuştur’’ İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Rıdvan Şentürk ve Prof. Dr. Âlâ Sivas Gülçur Konuğumuz Oldu.

‘‘Türk Sineması Kendi Seyircisi ile Kendine Özgü Bir Bağ Kurmuştur’’ İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Rıdvan Şentürk ve Prof. Dr. Âlâ Sivas Gülçur Konuğumuz Oldu.

İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Rıdvan Şentürk ve Öğretim Üyesi Prof. Dr. Âlâ Sivas Gülçur, Dr. Öğr. Üyesi Gözde Sunal’ın ‘‘Türkiye’de Film Endüstrisi’’ kitabı bağlamındaki sorularını yanıtladı.

Prof. Şentürk: Uzun Soluklu, Nitelikli Bir Ekip Çalışması

Kitabın uzun yıllara dayanan bir projenin devamı niteliğinde olan bir çalışma olduğunu ifade eden Prof. Şentürk, ‘‘Uzun soluklu birebir görüşmeler, toplu çalıştaylar, istatistiki veriler ve bunların değerlendirmesini kapsayan bir ekip çalışması bu çalışma. Dizi, sinema ve animasyon sektörüne yönelik tarihsel seyri takip eden ve durumu analiz edip geleceğe ilişkin öngörülerde bulunan bir çalışma şeklinde özetleyebiliriz’’ dedi.

Prof. Gülçur: Seyircinin Talebi ve İlgisi Daha Çok Yerli Filmlerde

Kitabın 3 temel bölümden oluştuğunu ifade eden Prof. Gülçur, ‘‘2016-2020 yılları arasında toplam film sayısı 1600-1700 civarında. Burada dikkat çeken unsur: gösterime giren filmlerin çoğunluğu yabancı film, bununla birlikte izlenme oranlarına bakıldığında yerli filmin Türk seyirci tarafından talep edildiği ortaya çıkıyor. Bu da sinema sektörü açısından sevindirici bir nokta. Türler bağlamında bakıldığında komedi türü ağırlık gösteriyor’’ şeklinde konuştu.       

Prof. Şentürk: Türk Sineması Kendi Seyircisi ile Kendine Özgü Bir Bağ Kurmuştur

1970’li yıllardan beri sinemada önemli başarılar ortaya koyan ve sinematik bir dil, üslup ve çeşitli akımlar geliştiren Avrupa ve İskandinav ülkelerinin; günümüzde yerli filmler bağlamında zayıfladığını ve seyircisi ile ilişkilerinin zayıfladığını ifade eden Prof. Şentürk, ‘‘Türk sineması seyircisi ile ilişkisini hep yüksek seviyede tuttu. Zaman zaman çeşitli sebeplerden dolayı kesinti dönemleri yaşansa da 2007’den sonra Türk sineması yeniden canlandı ve kendi seyircisi ile yeniden bağını güçlendirdi. Günümüze geldiğimizde ABD, Hindistan gibi ülkeleri ayrı tutarsak Avrupa’ya nispetle bakıldığında kendi seyircisi ile ilişkilerini en güçlü tutan sinemalardan birisi Türk sineması. Kendi seyircisi ile güçlü bir bağ kuramayan sinemaların, kendine özgü bir kimlik iddiasının olamayacağını ve yaşayamayacağını düşünüyorum. Türk sinemasının kendine özgü bir kimlik iddiası geliştirebilmiş midir belki tartışılabilir ama kendi seyircisi ile kendine özgü bir bağ kurmuştur. Bu çok önemlidir ve bunun sürekli geliştirilerek korunması gerekiyor’’ şeklinde konuştu.

‘‘Dizi İhracatında Hayal Edemeyeceğimiz Seviyelerdeyiz’’

Yerli dizi ihracatıyla aslında Türk toplumunun bugünüyle ilgili bir imaj ihraç etmiş oluyoruz. Dolayısıyla bu imajın ne kadar bizi temsil ettiği veya ne kadar doğru olduğu tartışılır. Öte yandan yurtdışında gösterim sayesinde turizm geliri olarak ülkeye dönmesi ve turizmi geliştirmesi bakımından önemlidir. Şu anda Türk dizileri dünya pastasının %25’ini alıyor, bu çok önemli bir şey. Bizim 30-40 yıl önce hayal edemeyeceğimiz bir seviye. Dizilerimiz 150’den fazla ülkeye dağıtılıyor, satılıyor. Bu büyük bir tanıtım kapasitesi’’ ifadelerini kullandı.

Prof. Gülçur: Dijital Platformlar Yeni Bir Araştırma Alanı Haline Geldi

Prof. Gülçur, ‘‘Pandemi döneminde sinemaların kapatılmasıyla dijital platformların hızlı bir şekilde yaygınlaşmasına tanıklık ettik. Günümüzde sinema çalışmaları alanında sinema, televizyon ve dijital platformların ilişkisi ve dijital platformların geleceği incelenmesi gereken bir zorunluluk oldu’’ şeklinde konuştu.

Prof. Şentürk son olarak, raporun sinema sektörü temsilcilerine ve okurlarına faydalı olmasını diledi.

Rapordan Öne Çıkan Başlıklar

Prof. Dr. Rıdvan Şentürk yönetimindeki ekip tarafından hazırlanan raporda; sinema, TV, dizi ve animasyon sektörleri, finans kaynaklarından ihracat imkanlarına kadar birçok başlıkta ele alınırken; sinema, film ve dizi sektörlerine ilişkin yapım, dağıtım, gösterim, pazarlama ve ihracat gibi temel süreçler de detaylı şekilde incelendi.

Yapılan çalışmanın sonuçlarına bakıldığında: 2016-2020 arası dönemde toplam 248 yerli dizi üretildi. Diziler, bölüm başına ortalama 1 milyon ile 5 milyon lira arasında bütçelerle yapıldı. Bütçeler; hikâye, tür, yıldız oyuncu kullanımı gibi unsurlara göre değişkenlik gösterdi.

Aynı dönemde (2016-2020) Türkiye’deki sinema salonlarında; 647 yerli, 1092 yabancı yapım olmak üzere, toplam 1739 eser seyirciyle buluştu. İzleyiciler sinema salonlarında ağırlıklı olarak yerli yapımları tercih etti.

Haber: İsmail Mücahit Aydemir

×