‘‘Teorik ve Uygulama ile Çok Yönlü Öğrenciler Yetiştirmek Temel Prensibimiz’’ Dekanımız Prof Dr. Celalettin Aktaş Endüstri Radyo’da idi.

‘‘Teorik ve Uygulama ile Çok Yönlü Öğrenciler Yetiştirmek Temel Prensibimiz’’ Dekanımız Prof Dr. Celalettin Aktaş Endüstri Radyo’da idi.

İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celalettin Aktaş, Endüstri Radyo’da yayınlanan Esra Baykal ile ‘Zamana Kafa Tutanlar’ programına konuk oldu. 

Esra Baykal, Celalettin Aktaş’a ilk olarak İletişim Bilimleri ile nasıl tanıştığını sordu. Aktaş; iletişimin bireyler, kurumlar başta olmak üzere bütün alanlarda gerekli ve öncelikli olduğunu ifade ederek, ‘‘Mühendislik Bilimleri kökenli biri olarak, meselelere yaklaşımım analitik düşünme ve somut adım atma yönünde oluyor. İletişimi bu sürecin temelinde görüyorum. Sosyal Bilimler alanında olanların teknoloji ve dijitalleşmeye; Mühendislik Bilimlerindekilerin ise iletişim teknolojilerine ilgi duymasını önemsiyorum. Çok sayıda mühendis ve sosyal bilimci akademisyenin bir yazılım geliştirme projesinde beraberce çalışabildiklerini ve bir platform geliştirme konusunda fikir yürüttüklerini görebiliyorum’’ şeklinde konuştu.

İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi’ndeki doktora programlarından söz eden Aktaş, ‘‘Sosyal Bilimler ve Mühendislik alanlarından gelen uzmanlarla İletişim Bilimlerini birleştirdiğimizde çok özgün çalışmalar ortaya çıkıyor. Öğrencilerimiz uzman oldukları alan ile ilgili müktesebatlarına İletişim Bilimini de eklediklerinde perspektifleri genişliyor ve çok başarılı oluyorlar’’ ifadelerini kullandı. 

‘‘Bir projeye Başlamadan Önce…’’

Bir projeye başlamadan önce, ilgili projenin öğrencilere, akademisyenlere ve topluma ne katacağını düşündüklerini ve bunu öncelediklerini ifade eden Aktaş ‘‘Bir projenin başarılı olabilmesi için, insanları işin içine dahil etmek gerekiyor. Bunun için de ulaşmak istediğiniz nihai resmi, insanlara iyi bir şekilde anlatmanız ve onları motive etmeniz gerekiyor. Ben bunu başardığıma inanıyorum. İletişim Fakültesi’nde ekip arkadaşlarımız, öğrencilerimiz, akademisyenlerimiz ve sektörün kıymetli temsilcileri ile çok önemli ortak çalışmalar yürütüyoruz’’ ifadelerini kullandı. 

‘‘İletişim sektörüne profesyonel yetiştirme sevdamız var: Çok katmanlı öğrenciler yetiştiriyoruz’’

İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde dekanlık görevine atandıktan sonra önemli bir düşünceyi, stratejik hedef olarak belirlediğini söyleyen Aktaş, ‘‘Amacımız bir öğrencinin öğrenciliğini devam ederken, ona olabilecek en iyi imkanları sunmak ki, mezun olmadan önce meslek içerisine girebilsin. Öğrenciliği bitmeden önce kendisini iletişim sektöründe konumlandıran, girişimci öğrenciler yetiştirelim istiyoruz. Bu hedefe göre çalışıyor ve teorik eğitimle uygulamayı harmanlıyoruz’’ şeklinde konuştu. 

Teori ve uygulamayı harmanlamanın önce hayal etmekle ve sonrasında yoğun bir ekip çalışması ile mümkün olduğunu belirten Aktaş, ‘‘Öncelikle Fakültemizde yer alan bölümlerin akreditasyonunu tamamladık. Öğrencilerimiz İletişim Biliminin tüm çıktılarını teorik olarak öğreniyorlar. Bunun dışında üniversitemizde kurduğumuz radyo-tv stüdyoları, mac laboratuvarları, reklam atölyeleri, fotoğraf stüdyoları, gazete-dergi ofislerimiz mevcut. Öğrencilerimiz bu alanlarda sektör deneyimi olan uzmanlarımızla istedikleri uygulamaları gerçekleştirebiliyorlar. Radyo, TV ve Dergi içeriklerimiz tamamen öğrencilerimizin çalışmalarından oluşuyor. Onlara her istediklerinde samimiyetle destek olan uzman personelimiz ve akademisyenlerimiz var’’ şeklinde konuştu. Öğrencilerin mezun olana kadar çok önemli bir portfolyo oluşturduklarını ifade eden Aktaş, ‘‘Ticaret İletişim ve Medya Merkezi’nde öğrencilerimize staj imkânı da sunuyoruz. Medya sektöründe yer alan şirketlerde öğrenebilecekleri birikimi tüm alanlarımızda fazlasıyla sunuyoruz. Öğrencilerimiz hem radyo, hem televizyon hem de dergi, gazete yayıncılığı alanında staj deneyimi kazanıyorlar’’ ifadelerini kullandı. 

Program Sunucusu Esra Baykal, İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin çalışmalarını takdirle izlediğini; üreten ve sorumluluk sahibi olan bir gençlik yetiştirdikleri için hayran olduğunu belirtti. Öğrencilerin tüm etkinliklerde aktif görev almasının önemli olduğunu vurguladı. 

Online veya yüz yüze yapılan etkinliklerin hazırlanması ve yayınlanmasında ağırlıklı olarak öğrencilerin görev aldığını belirten Prof. Dr. Celalettin Aktaş, ‘‘Ben her zaman öğrencilerimiz mezun olmadan önce kendi işlerini kurabilirler mi diye bir arayış içindeyim. Öğrencileri okul içinde ne zaman görsem, hemen uygulama alanlarına götürüyorum. En son nasıl bir içerik ürettin diye soruyorum. Yazdığı bir yazı, bir video veya podcast. Önemli olan öğrencilerimizin aktif içerik üretebilmesini teşvik etmek’’ dedi. 

QR kod teknolojisinin Türkiye’de kullanılması konusunda ilk çalışmaları yapanlardan birisinin kendisi olduğunu ifade eden Aktaş, ‘‘Biz öyle bir insan modeli düşünmeliyiz ki multi-model olmalı. İnternet nasıl çok katmanlı ise günümüz insanı da çok katmanlı olmalı. Öğrencilerin meseleleri algılama, analiz etme ve somut çıktılarını alabilme konularında çok boyutlu olarak yetiştirmek için gayret ediyoruz. Animasyon, kurgu, görsel tasarım, kamera önü ve kamera arkası stüdyo çalışmalarını bir arada sunuyor ve tüm öğrencilerin işin tüm aşamalarını görmelerini sağlıyoruz’’ ifadelerini kullandı. 

‘’Sektör Deneyimlerini İletişim Bilimi Eğitiminin Dışında Tutamayız’’

Online ve yüz yüze etkinlikler sayesinde sektör ve öğrenci buluşmalarını gerçekleştirdiklerini ifade eden Aktaş, ‘‘Biz iletişim Fakültesi olarak, sektör ile çeşitli iş birlikleri yapıyoruz ve protokoller imzalıyoruz. Sektör temsilcilerini üniversitemizde ağırlayarak öğrencilerimizle buluşturuyoruz’’ şeklinde konuştu. 

Digidays Dijital İletişim Günleri, Halkla İlişkiler Atölyesi, Radyo Günleri, Influencer Festivali gibi pek çok etkinliklerin yakın zamanda düzenlendiğini ve bu türden etkinliklerin tüm hızıyla devam ettiğini sözlerine ekleyen Aktaş, ‘‘Yükseköğretimin vazgeçilmez unsurlarından birisi sektör ile temas halinde olmaktır’’ şeklinde konuştu. 

Sosyal Medya Çağında İletişim Fakültesi Neden Okunmalı?

Esra Baykal’ın sorduğu ‘‘Öğrenciler artık üniversite okumak yerine direkt dijital içerik üretici olmayı seçebiliyorlar. Söz gelimi youtuberlık  ilgi gören bir meslek oldu’’ sözleri üzerine ‘‘Üniversite eğitimi size bir düşünce ve perspektif kazandırır’’ diyen Aktaş, ‘‘Biz öğrencilere stüdyo eğitimleri dışında teorik altyapı da kazandırıyoruz. Medya etiği, iletişim sosyolojisi gibi derslerle bir bakış açısı kazandırıyoruz. Üniversite eğitimini bu anlamda önemsiyorum. Bu teorik çerçeveye sahip gençlerin içerik üreticisi olması çok daha etkili ve kaliteli içerik üretmelerine yardımcı oluyor’’ dedi. Akıllı cihazların hayatımıza girmesiyle birlikte devrim niteliğinde gelişmeler oldu diyen Aktaş, ‘‘Bilginin kaynağı çeşitlendi. Bilgiye telefon ve bilgisayardan da ulaşılabiliyor. Ancak geleneksel eğitim modelleri ile dijital iletişim teknolojilerini harmanlayarak öğrencilerimize yeni modeller sunabiliriz. Ne geleneksel ne de tam anlamıyla dijitale odaklanmalıyız. Bu geçiş döneminde bir hibrit model kurmalıyız’’ dedi. 

Simülasyon teknolojisi ile sanal ortamda fotoğraf çekerek, fotoğraf makinesinin tekniklerini öğrenebildiğini aktaran Aktaş, ‘‘Çocukların elinde akıllı cihazlar var. Bunları sadece hayatımıza değil, eğitimin içine de entegre etmeliyiz. Biz bunları iletişim bilimleri alanına nasıl entegre edebiliriz, buna çalışıyoruz. Öğrencileri teşvik edecek, öğrencilerin öğrenmesini hızlandıracak birtakım anahtarlar da yapabiliriz. Mesela oyunlaştırarak öğrenme, performans puanlamasına dayalı öğrenme gibi modeller düşünebilir ve tasarlayabiliriz. Geleneksel eğitimin güçlü altyapısı ile dijital teknolojiler birleştirilmeli’’ ifadelerini kullandı.

Son olarak ailelere ve öğrenci adaylarına yönelik mesajı sorulan Aktaş ‘‘Aileler çocuklarını iyi gözlemlemeli ve ilgi alanlarına dönük onları yönlendirmeli. Aynı zamanda öğrenciler de kendilerini, ilgilerini, yeteneklerini keşfetmeliler. Bunun için kendilerini görmek istedikleri konumu hayal etmeliler. Bu hayale göre gerçekleştirmek istediklerini ele alırlarsa, motivasyonları eğitim hayatı boyunca kaybolmayacaktır. Ancak bir ilgisi ve hayali bulunmayan gençler çok daha erken pes edebiliyor. İlgim ya da yeteneğim yok diye düşünenler oluyor. Onlara da hayal etmelerini öneriyorum.’’ ifadelerini kullandı. 

 

×