İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğrencisi Gözde Güler, Başarılı TV Programcısı Müge Anlı ile Röportaj Yaptı!

İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğrencisi Gözde Güler, Başarılı TV Programcısı Müge Anlı ile Röportaj Yaptı!

İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğrencisi Gözde Güler, Başarılı TV Programcısı Müge Anlı ile Röportaj Yaptı!

Gözde Güler, televizyon ekranlarında uzun yıllardır Müge Anlı ile Tatlı Sert programını sunan başarılı televizyoncu Müge Anlı ile gerçekleştirdiği röportajda Anlı’ya kişisel hayatı, hayalleri ve hedeflerine dair sorular yöneltti. Röportajda Müge Anlı’nın televizyondaki başarısını neye borçlu olduğu ve hayatının dönüm noktasının ne olduğu soruları da yer aldı.

Gözde Güler: Bize biraz kendinizden eğitim ve meslek hayatınızdan bahseder misiniz?

Müge Anlı: 1973 yılında İstanbul’da dünyaya geldim. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde lisans eğitimimi, Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde yüksek lisans eğitimimi tamamladım. İstanbul Üniversitesi Tarih Fakültesinde eğitim hayatıma devam ederek bu bölümü de bitirdikten sonra geçtiğimiz yıl İstanbul Üniversite’sin de Sosyoloji bölümünü bitirdim.

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’ne başladığım yıl, özel televizyonculuğun kilometre yaşlarından Kanal 6 ‘da iş yaşamına giriş yaptım. Birçok derginin yayın yönetmenliğini, 6 yıl Vatan Gazetesi’nin Magazin Müdürlüğünü yaptım. “Dobra Dobra” programıyla günlük kuşak programlarına başladığım kariyerim 2008 yılında ATV’de “Müge Anlı ile Tatlı Sert” programıyla devam etti. 15 yıldır da ATV ekranlarında hafta içi her sabah canlı yayınlarla izleyicimle buluşmaya devam ediyorum. 25 yılı aşkın süredir yazılı ve görsel basında görev alıyorum.

 ‘‘İnsanlara Yardım Edebileceğim Bir Program Yapmak İstiyordum’’

Gözde Güler: Mesleki anlamda hepimizin yaşını aşkın yıllardır görev alıyorsunuz. Bulunduğunuz nokta ile ilgili görüşleriniz ve hedefleriniz neler?

Müge Anlı: Bundan tam 15 yıl önce ATV’ye transfer görüşmeleri yaparken söylediğim ve hedeflediğim tek şey; “İnsanlara yardım edebileceğim bir program yapma isteğiydi.” Beni bulunduğum noktaya taşıyan en önemli unsurlardan biri ailem ve halkın desteği oldu. Programda yer verdiğimiz konular ve konuklar ile faili meçhul cinayetleri aydınlatmaya, kayıpları bulup ailelerine kavuşturmaya ve parçalanmış ailelerin buluşmasına vesile oldukça “insanlara yardım etme isteğim” hedeflerim arasından çıkarak beni bulunduğum bu noktaya taşıdı. Yardım istemek için programımızın kapısını çalan her kim olursa olsun, derdine derman olmak için hep çabaladım. Bundan sonraki hedefim de bulunduğum noktadan bir adım geriye düşmeden, insanlara yardım etmeye devam etmek.

Gözde Güler: Bir gününüz nasıl geçiyor? Yayına nasıl hazırlanıyorsunuz?

Müge Anlı: Sanırım gün boyu yayına hazırlanıyorum. Yaptığımız iş gereği hiç durmaksızın konukların sorunlarını çözebilmek adına çalışmalara devam ediyoruz. Çok sayıda dava dosyası geliyor. Yayına alıp almama sürecinde onları okuyup, notlar çıkarıyorum. Fazlasıyla mükemmeliyetçiyim sanırım. Programda da, günlük hayatımda da her şeyin planlı ve sonucuna varmış şekilde ilerlemesine özen gösteriyorum. Ev yaşamı tercihim olduğu için yayından sonraki zamanımı evde ve işime konsantre şekilde geçiriyorum diyebilirim. Evdeki Müge, ekranda gördüğünüz Müge’den çok farklı değil.

‘‘İnsan Hayatının Dönüm Noktaları Değil, Şükür Noktaları Vardır’’

Gözde Güler: Müge Anlı için hayatında bir dönüm noktası var mı?

Müge Anlı: 15 yılı aşkın süredir ekranda, insanları sevinçten hüzne sürükleyen bir program yapıyorum. Bu yıllar içerisinde binlerce konu işledim. Canlı yayında zanlılar cinayet itiraf ederken bile profesyonel iş hayatının gereği soğuk kanlılık hissini korumak, her gün insanların dertlerine ortak olmak, yardım için kapımızı çalan insanlara çare olmaya başladığımı hissettiğim o anların her biri için dönüm noktası diyebilirim. Aslında ben insanların hayatında dönüm noktaları olduğuna da pek inanmam. İnsan hayatında karşımıza neyin ne zaman çıkacağının asla garantisi yok. Herkes kendini geliştirdiği ve yetiştirdiği sürece, içinde kendine güvenini sağlamlaştırdığı an itibariyle bir noktadan başka bir noktaya taşıyabilir kendisini. Benim için, programda gördüğüm yüzlerce konudan sonra önemli olan dönüm noktalarımız değil, şükür noktalarımız…

Gözde Güler: Müge Anlı ismi artık kendi alanında bir marka. Bu başarınızın temel taşı nedir?

Müge Anlı: Öncelikle iltifatınız için teşekkür ederim. İzlediğiniz, sevdiğiniz ya da sevmediğiniz Müge kendini bildi bileli aynı Müge. Çok sıradan, herkes gibi biri… Hala çok amatör, hala eğitimine devam eden… Başarı dediğiniz şey kişiden kişiye değişir bir terim. Ben hayatta her zaman daha iyisi olduğunu biliyorum ve kendimi buna göre donatmaya çalışıyorum. İşime ve kendime saygı duyuyorum. Daha iyi ve başarılı olabilmek için daha çok çalışmam gerektiğine inanıyorum. Başarının temel taşının çalışmaya olan inanç olduğunu düşünüyorum. Yaptığımız iş aslında “Bir Televizyon programından çok daha fazlası…” Konu yine aynı yere yardımlaşmaya geliyor. İnsanların hayatlarına dokunmak, güvenlerini kazanmak günümüz şartlarında belki de bu hayattaki en büyük başarılardan biri. Bunun yanı sıra “insanlara yardım etme” fikriyle çıktığım bu yolda gerçekleştirdiğimiz sosyal sorumluluk projeleri de programımın en büyük başarısı diyebilirim. 1 milyonu aşkın insanımızın “Okuma-Yazma Seferberliği’’ne katılması, yüzbinlerce ihtiyaç sahibine “tekerlekli ve akülü sandalye” ulaştırmamız, sayısız okula ulaştırdığımız eğitim gereçleri, çocuklarımızın güvenli bir ortamda oyun oynamaları için açtığımız “Ödev Evleri” , yaptığımız okul tefrişatları , “Sevgi İzi” projemiz ile kendini ifade edemeyen kayıp vatandaşlarımızın aileleri ile dakikalar içerisinde buluşması, Arakanda’ki Müslüman kardeşlerimiz için kurulan ve yaklaşık 500 konuttan oluşan “Müge Anlı ve Dostları mahallesi” , yine Müge Anlı ve Dostlarının iş birliği sonucu tek bir çağrı ile başlayan ve sonunda“43 Aşevi”mizin hizmete girmesi “Artık ölsem de gam yemem” dedirten projeler… El ele vererek hayata geçirdiğimiz, saymakla bitmeyen yardımlarımız sadece ben değil kim olursa olsun bir insanın hayatındaki en büyük başarılardır diyebilirim.

Röportaj: Gözde Güler

Haber-Editör: İsmail Mücahit Aydemir

 

                             

×