‘‘Hem Teknolojiye Hem İnsana Yatırım Yaptık’’ İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celalettin Aktaş Konuğumuz Oldu.

‘‘Hem Teknolojiye Hem İnsana Yatırım Yaptık’’ İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celalettin Aktaş Konuğumuz Oldu.

İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celalettin Aktaş, Dr. Öğr. Üyesi Gözde Sunal’ın sorularını yanıtladı. Prof. Aktaş, QR kod teknolojisiyle ilgili yaptığı akademik çalışmalardan, İletişim Fakültesi’ndeki lisans programlarının akreditasyon süreçlerine; teorik ve uygulamalı eğitim içeriklerinden, lisansüstü programların işleyişine dair önemli değerlendirmelerde bulundu.

‘‘QR Kod ile Verinin Çağrılma Hızı Çok Etkileyici Seviyelerde’’

QR Kod teknolojisi ile ilgili yaptığı akademik çalışmalardan söz eden Prof. Aktaş, ‘‘QR kod teknolojisine ilgi duymadan önce ülkemiz ölçeğinde eğitim anlamında birkaç çalışma görmüştüm, sonrasında bu teknolojiyi iletişim bilimlerinde kullanabiliriz diye düşündüm. QR kod veriye hızlı bir şekilde ulaşabilmenizi sağlayan bir sembol, aslında bir klasik bir barkod teknolojisi ama veri depolama yeteneği diğer barkodlardan çok daha yüksek’’ şeklinde konuştu. QR kodları ‘‘internetteki verilere hızlı erişim sağlayabildiğimiz, ücretsiz bir araç’’ ifadeleri ile tanımlayan Prof. Aktaş, ‘‘Ücretsiz olması da bunu geliştiren firmanın sağladığı bir kolaylık’’ dedi.

Ülkemizde QR kod teknolojisinin, pandemi öncesinde çok kullanılmayan bir teknoloji olduğunu belirten Prof. Aktaş, ‘‘Pandemi döneminde Hayat Eve Sığar uygulamaları, restoranlarda vs. yapılan çeşitli uygulamalarla QR kod teknolojisi yoğun bir şekilde kullanıldı. Bu teknoloji bize öyle bir veri bankası sunuyor ki cihazlar tarafından okunan QR kodumuz, bize ait verileri süratli bir şekilde deşifre edebiliyor. Verinin çağrılmasındaki hız gerçekten etkileyici. Bu teknoloji ile kurumların ve kişilerin size ait olan verilere ulaşmasını hızlandırmış oluyorsunuz. Verinin çağrılması kültürünü dönüştürebilecek bir yapı getirdi bu kodlar, çünkü verileri anlık çağırabiliyorsunuz. QR kod teknolojisinin bu kadar yaygınlaşmasının sebebi akıllı cihazların da bu kadar yaygın kullanılmasıyla bağlantılı elbette. Bu aslında bütünsel bir sistem ve QR kod bunun sadece bir parçası. Günümüzde eğitimden sağlığa, güvenlikten bankacılığı hemen her sektörde aktif bir şekilde kullanılan bir teknolojiden söz ediyoruz’’ şeklinde konuştu.

‘‘Öğrenmeyi Hızlandıran bir Yapısı Var’’

QR Kod teknolojisinin zenginleştirilmiş içerikler yani birbirini tamamlayan içerikler sunduğunu ifade eden Prof. Aktaş, ‘‘Tarayıcıya girdiğiniz zaman birçok veri ile karşılaşıyorsunuz. Ancak doğrudan doğruya anlık olarak doğru verilere ulaşabilmenin en etkin yolu QR kodu teknolojisi. Bu da öğrenmeyi hızlandıran bir yapısının olduğunu ortaya koyuyor. Günümüzde e-devlet uygulamalarında dahi kullanılan, iletişimi ve veriye ulaşımı kolaylaştıran önemli bir teknoloji. En önemlisi de ücretsiz bir uygulama olması’’ ifadelerini kullandı.

‘‘Hem Teknolojiye Hem İnsana Yatırım Yaptık’’

İstanbul Ticaret Odası’nın katkılarıyla İletişim Fakültesi’nin teknolojik imkanlarını güçlendirdiklerini belirten Prof. Aktaş, ‘‘İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin öğrencilere sunduğu imkanlar, pek çok üniversitenin sunamadığı imkanlar. Kullandığımız TV Stüdyosu, Radyo Stüdyosu, Fotoğraf Stüdyosu, Gazete ve Dergi yayını için Medya Atölyemiz ve Tasarım Atölyelerimiz göz önüne alındığında, çok net söyleyebiliriz ki biz teknolojiye büyük yatırım yaptık. Ancak bununla sınırlı kalmadık, önemli olan bu teknolojileri kullanacak insanlara yatırım yapmamızdı. Bu sebeple radyo, TV, dergi ve gazete tarafında çok deneyimli uzmanları işe aldık. Sayın rektörümüzün de bize inanması ve güvenmesi ile bütün bir sistemi beraberce kurguladık. Uzman arkadaşlarımızla büyük bir heyecan ve enerji içindeyiz, önemli olanın da bu olduğunu düşünüyorum. Bu heyecanla öğrencilerimize değer katıyoruz. Eğer insanı merkeze almasaydık, dünyanın en iyi teknolojik yatırımlarını yapsaydık dahi istediğimiz başarıyı elde edemezdik. Bugün geldiğimiz nokta itibariyle; her birimde uzmanı olan, heyecanı ve enerjisi yüksek olan işlere imza atan bir İletişim Fakültesi’nden söz ediyoruz. Öğrencilerimizi çalışmaya, içerik üretmeye, işlerini sevmeye ve değer üretmeye teşvik ediyoruz. Yapısal problemleri çözerek adım adım ilerliyoruz ve geleceğe ayağı yere basan, işleyen bir mekanizma bırakmak istiyoruz’’ ifadelerini kullandı.

‘‘Lisans Eğitiminde Akreditasyona Önem Veriyoruz’’

İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celalettin Aktaş, ‘‘Ben akreditasyona çok önem veriyorum. Mümkünse bütün programların akredite olmasının gerektiğini düşünüyorum. Çünkü akredite olmakla siz iki şeyi garanti altına alıyorsunuz: Birincisi program çıktılarına uygun öğrenci yetiştireceğiniz, ikincisi de iletişim bilimlerinin çıktılarına uygun öğrenci yetiştireceğiniz. Burada programları bölüm başkanlarının ve dekanların inisiyatifinden kurtarmış, programa uygun içeriklerle dizayn etmiş oluyorsunuz. Seçmeli dersler eklenebilir, o derslerden söz etmiyorum. Zorunlu dersler olarak, akreditasyon çerçevesinde ilerlemek; alana yetkin bireyler kazandırmamızı sağlıyor. Teorik dersler ve uygulamalı dersleri bir araya getirerek, akreditasyon süreçlerimizi tamamladık. Bilgi, beceri ile donanmış, mezun olmadan önce iş sahibi olmuş, sektörün ihtiyacı olan öğrenciler yetiştirmeyi planlıyoruz ve nitekim öğrencilerimiz bu konuda çok aktif içerik üretiyorlar ve başarılılar’’ şeklinde konuştu.

‘‘Türkiye’de İlk İletişim Bilimi ve İnternet Enstitüsü’nü Kurduk’’

Yüksek Lisans ve Doktora düzeyinde internet ve iletişim bilimini beraberce düşünen bireyler yetiştirmenin önemini vurgulayan Prof. Aktaş, ‘‘Farklı disiplinlerden gelen insanları bir araya getirerek internet ve iletişim bilimlerine dair çalışmalar yapmalarının önünü açtık. Enstitümüzün müfredatını da günümüzün koşullarını içine alan yapay zekadan, internet çalışmalarından, simülasyon temelli eğitim içeriklerinden, algoritmalardan oluşan konularla zenginleştirdik’’ ifadelerini kullandı.

‘‘İnternet Teknolojisine Gösterdiğimiz İlgi Sayesinde Pandemi’de Büyüdük’’

Prof. Aktaş, ‘‘Fakültemizin faaliyetleri öğrencilerimiz ve sektör tarafından fark edildi ve Pandemi döneminde internet temelli eğitim ve faaliyetlerimiz büyük dikkat çekti. Bu sayede Pandemi sonrasında da Fakültemiz, sınavlarda yüksek derecelere sahip öğrenciler tarafından tercih edilen, ilgi gören bir Fakülte oldu. Çünkü işimizi iyi yapmayı her zaman önceliyoruz’’ şeklinde konuştu.

‘‘Öğrencilerimiz için Çok Çalışıyoruz’’

Dr. Sunal’ın, akademik bir yönetici olmanın nasıl bir his olduğunu sorması üzerine Prof. Aktaş, ‘‘Ortaya koyduğumuz bir enerji ve heyecan var. Bizi tercih eden öğrencilerimiz de bunu görüyorlar. Ekip olarak çok çalışıyoruz. Enerjimizi sevgiden alıyoruz. İnsanı seviyoruz, işimizi seviyoruz. Sevgi ve beraberlik iletişimin ruhunda var. İstişare, beyin fırtınası çok önemli. Ancak bir karar verildikten sonra da derhal, durmaksızın ilerlememiz gerekir. Sorduğunuz için söyleyeyim: akademik yönetici olmanın avantajı bence şu, öğrencilerimizin faydasına yönelik yapmamız gereken tüm çalışmalara dair düşüncelerimi çok daha kolay anlatabiliyorum. Öğrencilerimize değer katmak ve nitelikli, çalışkan insanlar yetiştirmek temel amacımız. Bunu da başardığımızı düşünüyorum’’ ifadelerini kullandı.

‘‘İletişim’in Gücüne İnanmak Lazım’’

‘‘Bireysel menfaatler değil kurumsal menfaatlerimizi ön plana çıkarmamız lazım. İnsanları motive etmemiz ve bu motivasyonla çalışmamız lazım’’ diyen Prof. Aktaş, ‘‘öğrencilerimizi hedefe yönlendirmeli ve o hedefe yönelik bir sinerji oluşturmalıyız. İletişim Fakülte’mizin lisans öğrencileri daha mezun olmadan önce bir işe yerleşmiş olmalı veya profesyonel olarak bu işleri yapıyor ve gelir elde edebiliyor olmalı. O zaman büyük bir başarı elde etmiş oluruz burada. Öğrencilerimiz okulu bitirdikten sonra sektöre girmeyi beklememeli, sektörü biz okulun içinde kurduk zaten; burada öğrencimiz mezun olmadan önce deneyim kazanmalı ve sektöre hazır hale gelmeli. Bu çalışmaları bugüne kadar yaptık. Bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz. Ulaşılamayacak hiçbir şey yok, yeter ki isteyelim ve gayret edelim’’ ifadelerini kullandı.

‘‘Ben Zirve’yi Tanımlamıyorum’’

‘‘İstemek ve gayret etmek lazım, ulaşılamayacak bir hedef yok’’ diyen Prof. Aktaş, ‘‘Ben hedefi hep yukarılara koyuyorum ve diyorum ki ulaşılamayacak hiçbir hedef yok; yeter ki isteyelim ve gayret edelim. Hedefe erişemeyeceğimi anladığım anda ise hemen o işten vazgeçer, motivasyonumu yapabileceğim diğer hedeflere yönlendiririm. Sadece problemlere odaklanmak marifet değil, çözüme odaklanalım ve çözümü birlikte arayalım. Başarı ve heyecan bulaşıcı; toplumsal başarı, toplumsal mutluluk ve refahı getirir’’ şeklinde konuştu.

İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celalettin Aktaş, programın sonunda Dr. Gözde Sunal’a teşekkür ederek çalışmalarında başarılar diledi.

Haber: İsmail Mücahit Aydemir

İzlemek için tıklayın

Dinlemek için tıklayın

 

×